Bugün hayatımın 44. yılı bitiyor ve 45. yılı başlıyor. Hani
derler ya, nasıl geçti yıllar hiç anlamadım. Ben buna katılmıyorum, ben her
geçen anı, günü ve yılı daha dünmüş gibi hatırlıyorum ve nasıl yaşandı
biliyorum... Geriye dönüp baktığımda bu yolda yaşananlar-yaşanmadan bitenler,
kayıplar-kazançlar, hatalar-başarılar, acılar-mutluluklar, başarılar-başarısızlıklar, hep benimle ve hala
taşıyorum hepsini... Sil baştan başlamak gerekse, hayatı sıfırla ve
yeniden başla deseler, yine aynı hayatı yaşardım sanırım.
Ama bugünlerde içimden bir ses diyor ki; yaşamında seni mutsuz eden şeyleri değiştir artık. Yaşamında yeni mutluluklara, başlangıçlara, umutlara yer açmak için, eskiyi boşalt. Biliyorum, bu o kadar kolay değil, hatta acı verici...Yılların acı ve tatlı birikimlerini bırakmak, atmak ve bir daha geri dönüp bakmamak zor geliyor insana. Belki de artık tutunacak bir şeyim olmadığını, yalnız olduğumu ve her şeyi yitirmiş olma duygusunu yaşamak beni korkutan. Eskilerden temizlenip, yenilenmek, arınmak isterken, kendimi kaybolmuş ya da hiç var olmamış gibi hissedersem diye korkuyorum.
Şu anda her şey bitmiş, hiç bir şeyin anlamı yok gibi gelse de; dibi bucağı olmayan bir boşluğa düşüyormuş gibi hissetsem de, yaşam devam ediyor ve bu boşluğun da bir sonu var. Tekrar yukarı çıkabilmek için dibi boylamam gerekiyor belki de. Böylece her şeyden arınmış ve tamamen boş olana kadar dayanmam ve yeniden başlamam gerekiyor.
Belki o zaman beni seven, bana değer veren, benim sevdiğim ve benim değer verdiğim mutlu bir yaşam yeniliğinde ve gerçekliğinde her şeye yeniden başlayabileceğim. Ve yeniden aynı küçük bir çocuk gibi, yaşamın harikalığını, içerdiği sonsuz fırsatları, eşsizliğini hissederek, keyfini çıkarabilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder