HAKKIMDA

GÖKÇEADA, EGE 'de bir yer, Türkiye
Kırkından sonra önceliklerini yeniden belirleyerek, sevgiyi, iyiliği, huzuru ve güzellikleri seçen, mutlu, umutlu, çok seven ve çok sevilen bir boğa kadını... Dünyadaki yerini bilen, yaşananları ve yaşamayı istediklerini unutmamaya ve unutturmamaya kararlı inatçı bir boğa kadını...

GÖKÇEADA

GÖKÇEADA
En güzel dostlukların, denizin ve rüzgarın adası

30 Ekim 2012 Salı

SENİ SEVİYORUM KIZIM VE YENİDEN BAŞLAMAK İSTİYORUM


Cevabın “Evet” ise, inan çok sevindim. Bil ki konuşmak için yeni bir tarz yaratmaya çalışıyorum. Bundan böyle kelime dağarcığımdan seni kötü şekilde eleştiren, kıran, üzen, sert veya olumsuz sözcükleri yok etmek istiyorum. Sana kötü şeyler söylemek istemiyorum. Seni anlamak istiyorum. Çünkü seni seviyorum ve yeniden başlamak istiyorum. Aynı zamanda senin de benim duygu ve düşüncelerimi anlamanı istiyorum.

Sana neden böyle hissettiğimi ve davrandığımı açıklayayım ister misin? Ebeveynler olarak tutumlarımızdan biz sorumluyuz, biliyorum. Eğer sana olan sevgimi sadece benim/bizim hoşlandığımız şeyleri yaptığında gösterirsem, sana olan karşılıksız ve sonsuz sevgimi anlayamayacağını biliyorum. Ben annen olarak, seni her zaman, ne yaparsan yap seveceğim, bu hep böyle ve hiç değişmeyecek! Bana öyle geliyor ki, seni hayal kırıklığına uğrattım çünkü, seni dinlemeyi ve seninle nasıl konuşacağımı bilmiyorum.

Bazen senin benim beklentilerim doğrultusunda davranmanı o kadar istiyorum ki, senin olumlu davranışlarını görmek yerine, hep yaptığın hatalara takılıyorum. Bu olumsuz bir tutum ve dar bir bakış açısı. Bu bir hata! Biliyorum ve artık aynı hataları yapmak istemiyorum. Senin hayatında beni üzen, hayal kırıklığına uğratan ya da kızdıran ne olursa olsun, ben senin yanında olup, her zaman övgüye değer hareketlerin olduğunu görmeye çalışıp, seni güzel sözlerle desteklemek ve mutlu etmek istiyorum. Kızgınlık insanları uzaklaştıran bir duygu. Çok kötü bir his bu. Uzun süre hissettiğinde yiyip bitiriyor insanı. Ben senden uzak hissetmek istemiyorum, senin de hissetmeni istemiyorum. Ben senin annenim; sana kızmak değil, seni sevgimi göstermek istiyorum. Ancak, ne kadar istersen iste, sana zararı dokunacağına inandığım bir şeyi yapmana izin vermeyecek kadar da çok seviyorum seni…

Seninle konuşmaya çalışıyorum. Fakat ne zaman konuşmaya başlasak kendimizi bir tartışmanın ortasında buluyoruz. İçimizden biri en sonunda kontrolünü kaybedip, söylemek istemediği şeyler söylüyor. Sonra ondan özür diliyoruz ve konuşmaya devam etmeye çalışıyoruz. Bazen de hiç konuşmuyoruz. Ama her iki durumda da bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Bu beni kaygılandırıyor artık. Aynı evde yabancılar gibi olmaya başladık. Kimse kimsenin dilini bilmiyor ve ne dediğini anlamıyor sanki…

Sen küçükken seni sevdiğimi göstermek ve bunu hissettirmek daha kolaydı. Senin sevgi dilini biliyor ve kalbini sevgimle doldurabiliyordum. Bazen ebeveyn olarak görevlerimi yanlış yaptığımı düşündüğüm zamanlarda, seni sevdiğimin elle tutulur ve gerçek kanıtlarına sarılıyorum. Bu benim seninle geçirdiğim on beş yılın tamamındaki anılarım… Benim biricik, akıllı ve güzel kızım olduğunu söylediğimde bana inanır ve mutlu olurdun. Sana söylediğim tüm güzel şeyleri gözlerin heyecanla parlayarak, tüm kalbinle dinlerdin ve bu çok hoşuna giderdi. Sana sarıldığımda ve seni öptüğümde seni sevdiğimi bilir ve bunu göstermeme izin verirdin; sana iyi geceler öpücüğümü vermeden uyuyamazdın. Senin için -senin sevdiğin- bir şeyler yapmamdan mutlu olur, sana yardım etmek istediğimde ya da destek olmak istediğimde sevinir ve izin verirdin. Kendimi yararlı ve gerekli hissetmemi sağlardın. Benimle vakit geçirmekten zevk alırdım ve ne yapmak istediğini benimle paylaşırdın. Sana bir şeyler hediye etmemden mutlu olur, ne kadar küçük olsa da, sana bu hediye ile sevgimi hediye ettiğimi; sana değer verdiğimi ve seni düşündüğümü anlardın. Bütün bunları sevgi ile isteyerek yapardım. Hala da öyle hissediyorum; senin için yaptığım her şeyi Tanrı tarafından verilmiş bir armağan gibi, sana olan sevgimle isteyerek ve hiç zorlanmadan yapıyorum. Senin sevgi dilini bildiğimi sanıyordum belki de yeni bir dil öğrenmemim zamanı geldi. Hiçbir şey aynı kalmıyor. Sen büyüyorsun, ben de büyümeliyim… Eminim seni sevdiğimi biliyorsun ama bu aralar seni sevdiğimi hissetmediğini biliyorum. Sana olan sevgimi göstermek için hangi yolu- hangi dili kullanmam gerektiğini öğrenmeye çabalıyorum. Sana hak ettiğin gibi davranmak istiyorum, bu nedenle duyguların ve düşüncelerin ve benimle paylaşman çok önemli…

Bence hepimizin içinde, kendine has, sevgiyi algıladığı bir sevgi dili ve mutluluk için bunları biriktirdiği bir sevgi deposu var. Bu depo dolu olduğunda-yani hayatımızdaki önemli kişiler tarafından, kendi sevgi dilimizle, gerçekten sevildiğimizi hissettiğimizde- aynen çocukluğumuzda olduğu gibi, hayat daha güzel görünüyor. Sevgiyi hissettiğimizde, aramızdaki farklılıkları kavga etmeden, olumlu bir bakış açısıyla görürüz ve çözeriz. Fakat sevgi depomuz boş olduğunda -ya da bizimle kendi sevgi dilimizle konuşulmadığında-, sevilmek yerine reddedilme ile karşılaştığımızda, mutsuz oluruz; kavga etmeden ya da kötü sözler sarf etmeden düşünce ayrılıklarını konuşmak da gittikçe zorlaşır.

Ben hala aynı annenim ve seni aynı şekilde seviyorum. Sen hayatımdaki en güzel ve en önemli şeysin! Herkesin en çok sevgiye ve bunu duymaya ihtiyacı var, biliyorum. Çünkü benimle sevgiyle konuşmadığında veya senin tarafından sevildiğimi hissetmediğimde, içinde birşeyler boşalıyor. Ve ben yerine başka bir şey koyamıyorum. Bu aralar bu sevgi deposu çok hızlı boşalıyor. Ama ben böyle olmak/hissetmek ve böyle bir anne olmak istemiyorum. Anne-baba olarak bizim de kendimize ait sevgi depolarımız var. Önceki yıllarda sen bizimle, bizim sevgi dilimizle konuşur ve bize sevildiğimizi/önemli olduğumuzu hissettirirdin. Ama şimdi bizim sevgi depolarımızda aynı şekilde dolmuyor… Ve bu senin gözünde, şu anda olduğumuz gibi sağlıksız bir davranış göstermeme/göstermemize neden oluyor!

Çocukken bizden gördüğün sıcak sevginin güvenli kollarında, sevgi depon dopdolu yaşarken, büyüdükçe ruhunda patlamaya başlayan, iyi niyetle yaptığımızı zannettiğimiz olumsuz davranışlar ya da hataların oluşturduğu bombalar yüzünden, senin de sevgi deponda çatlaklar var biliyorum. Senin sevgi depon da boşalıyor belki de… 

Çok üzgünüm annem, şu anda sana söylemek istediğim şey benim için çok önemli; “Seni çok seviyorum!”. Sen hayatımın neşe kaynağısın. Sen bana yabancı gibi olduğunda ve sana uzak olduğumda mutsuzum… Seni mutsuz etmek de istemiyorum. Sadece herşeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. Sen benim için önemlisin, her zaman seninleyim, seninle her zaman ilgilleniyorum ve ilgilenmeye devam edeceğim.

İçinde gelişmekte olan, ailenden-bizden- bağımsız olma duygusunun kin yerine sevgi dolu bir ortamda yeşereceğine inanıyorum. Sevgi bir seçim işidir. Eğer sen de beni-bizi- sevmeyi, bunu da bizim sevgi dilimizle ifade etmeyi seçersen çözümün bir parçası olurusn. Bunu tek başıma yapamam, yapamadığımı gördüm; sana ve sevgine en az senin kadar ihtiyacım var.

Bundan sonraki yıllar hayatımızın en iyi yılları olabilir. Üniversite okumak için evden ayrıldığında bizi “özleyebilirsin” bile. Bu umarım senin de hoşuna gider. İnan benim hoşuma giderdi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder